Son zamanlarda yurdumuzun dört bir yanından gelen orman yangını haberleri, artık sadece “yangın çıktı” cümlesiyle geçiştirilemeyecek kadar büyük bir acıya dönüşmüş durumda. Her yaz alevlerle sınanıyoruz. Ama bu kez yangınlar yalnızca ağaçları değil, vicdanlarımızı da yakıyor…
Bursa’da çıkartılan ve birçok yerleşim yerini tehdit eden orman yangını, ardında yanan ağaçlardan çok daha fazlasını bıraktı. Çünkü bu yangının, doğanın değil insanın eseri olduğu iddia ediliyor. Evet, yanlış duymadınız: iddialara göre, yangını çıkartan kişi FETÖ’den ihraç edilmiş bir isim! Hem de bir siyasi partinin gençlik kolları başkanlığı gibi bir görevde bulunmuş bir şahıs…
Orman yangını sonrası 03 HK 184 plakalı araçla bölgeden ayrıldığı söylenen bu kişinin “Afyonlu” olduğu söylentileriyle memleketimizi karalamaya çalışanlar, sonunda gerçek ortaya çıkınca sustular. O hain Afyonlu değil, Bursalı çıktı. Ama fark eder mi? Nereli olduğu değil, ne yaptığı önemli. Çünkü o gün yanan sadece çam ağaçları değildi… Kuşlar, sincaplar, kaplumbağalar, yaban domuzları… Allah’ın yarattığı her bir canlı, o cehennem ateşinin içinde can verdi. Yanan, ciğerlerimizdi… Yanan, geleceğimizdi…
Sakarya’daki yangın, Afyonkarahisar sınırımıza kadar geldi. İhsaniye Sarıcaova mevkiinde doğa alevlerle boğuştu. Ve ne yazık ki bu felakette 10 kahramanımızı şehit verdik. Ciğerimiz bir kez daha yandı…
Ama acının üzerine bir de şu var: Klimalı odalarda oturup, sosyal medyada parmak oynatarak orman işçilerine laf edenler var. “Yatıyorlar, maaş alıyorlar” diyen vicdansızlar… Be hey gafiller! Hiç mi o işçilerin alevlerin arasına girip canla başla mücadele ettiğini görmediniz? Hiç mi dumanla gözleri dolmuş, yorgunluktan dizlerinin üzerine çökmüş bir orman emekçisine denk gelmediniz? Gelseniz bile anlamazsınız. Çünkü sizin kalbiniz çoktan kurumuş, aklınız da cehaletin yangınında kül olmuş!
Bu ülkenin orman işçileri, gövdesini ateşe siper ediyor. Onlar evlerine bir lokma ekmek götürmek için, çocuklarının geleceği için, “yeşil vatan” için mücadele veriyor. Lütfen artık dilinizi tutun! Haddiniz olmayan konularda konuşarak, bu insanların emeklerine gölge düşürmeyin.
Bugün yanan ormanlar değil sadece…
Yanan bir ülkenin umudu…
Yanan, bir milletin yüreği…
Bir ağaç yetiştirmek yıllar alır. Ama bir kibritle o yılları saniyede yakabiliyorsunuz. İşte mesele de tam burada başlıyor: Her kibritin bir eli var. O eli tanıyın. O ele dur deyin. Ve unutmayın…
Yeşil vatanı savunmak, sadece orman işçilerinin değil, hepimizin görevidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: