Siyaset, sahada yapılır. Siyaset, vatandaşa dokunarak yapılır. Peki bu dokunuş gerçekten hissediliyor mu, yoksa sadece vitrinde mi sergileniyor?
Son yıllarda birçok ilde olduğu gibi Afyonkarahisar’da da siyasi partiler “halk günü”, “nöbetçi üye”, “kapımız 7/24 açık” gibi uygulamaları birer birer hayata geçiriyor. Önce iktidar partisinde gördük, şimdi muhalefet partilerinde de yaygınlaşıyor. Teoride kulağa son derece hoş gelen bu uygulamalar, pratikte ne kadar karşılık buluyor işte asıl soru burada başlıyor.
Vatandaş parti binasına gidiyor… Derdi dinleniyor… Not alınıyor… Çay ikram ediliyor…
Peki sonra?
Kaç dosya gerçekten çözüme kavuştu?
Kaç vatandaş “iyi ki gitmişim” diyerek çıktı o kapıdan?
Kaç sorun sadece “ilgileniyoruz” rafına kaldırılıp unutuldu?
Eğer halk günü, yalnızca haftanın belli bir saatinde fotoğraf vermek, sosyal medyada “halkımızla buluştuk” paylaşımı yapmak için düzenleniyorsa, bunun adı halk günü değil, halkla ilişkiler çalışmasıdır.
Eğer nöbetçi üye, sadece kapıda oturup geleni dinleyip üst makamlara ulaşmayan bir aracıdan ibaretse, buna “7/24 halkın yanındayız” demek vicdanları rahatlatmaz. Çünkü vatandaş çözüm arıyor, not defteri değil.
Bugün sokakta konuştuğunuzda insanların büyük bölümü şunu söylüyor:
“Dinleniyoruz ama çözülmüyor.”
İşte asıl kırılma noktası da burada. Halk dinlenmekten çok sonuç görmek istiyor.
Halk, dosyasının bir rafta tozlanmasını değil, takibini istiyor.
Halk, toplantı salonlarında verilen samimi pozlardan çok, mutfağına yansıyan gerçek çözümleri önemsiyor.
Şu soruyu sormadan edemiyor insan:
Halk günü gerçekten halk için mi yapılıyor, yoksa “halkın yanındayız” imajını diri tutmak için mi?
Eğer ortada çözüm yoksa;
– Halk günü sadece takvim süsüdür.
– Nöbetçi üye sadece tabela görevlisidir.
– “Kapımız 7/24 açık” sözü de sadece afiş cümlesi olur.
Siyaset; günü kurtarma sanatı değildir, sorun çözme sorumluluğudur.
Vatandaşı dinlemek bir erdemdir ama yetmez. Dinlediğini çözmek ise asıl sınavdır.
Bugün Afyonkarahisar’da olduğu gibi Türkiye’nin birçok ilinde vatandaşın beklentisi nettir:
Gösteriş değil, netice. Vaat değil, çözüm. Poz değil, icraat.
Aksi halde halk günü de, nöbetçi üye de, açık kapılar da maalesef yalnızca vitrinde kalan birer süs olmaktan öteye geçemez.
Yorumlar
Kalan Karakter: