Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda yaptığı konuşmada, görüşülen kanun tekliflerinin yalnızca bir yasal düzenleme değil, aynı zamanda doğa ve insan arasındaki ilişkinin yeniden tanımlanması anlamı taşıdığını söyledi.
Taytak, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yeniden yapılandırılmasının, orman ve korunan alanlara ilişkin yetki ve sorumlulukları netleştireceğini belirterek, “Bu sayede uygulamada karşılaşılan hukuki belirsizliklerin ve benzeri sorunların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.” dedi.
“Ayazini’de 26 Yıllık Mağduriyet Var”
Konuşmasında Afyonkarahisar özelinde yaşanan Ayazini Köyü sorununa da değinen Taytak, 1999 yılında yapılan arsa dağıtımında vatandaşların büyük mağduriyet yaşadığını hatırlattı.

Taytak, şu ifadeleri kullandı:
“Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine bağlı Ayazini köyünde, 1999 yılında köy muhtarlığı tarafından 220 arsa dağıtılmıştır. Vatandaşlarımız paralarını ödemiş, tapularının fotokopisini almışlardır. Ancak o dönemde satış esnasında orman avukatı ve mühendisi bulunmadığı için kadastro işlemleri sırasında söz konusu arsalar orman vasfında kalmıştır. Üzerine bir de vatandaşlarımız ceza bedelleri ödemiştir. Halbuki 2/B Yasası’nın Ek 16. maddesi, yerleşim yerlerine yakın alanların orman vasfından çıkarılmasını öngörmektedir.”
“Bu Sadece Afyon’un Değil, Türkiye’nin Sorunu”
Ayazini konusuna ilişkin yaptığı çalışmaların ardından Türkiye’nin birçok yerinden benzer mağduriyetlerin kendilerine iletildiğini söyleyen Taytak, “Bu konu yalnızca Afyonkarahisar’ı değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiren bir meseledir.” ifadelerini kullandı.

“Vatandaşın Hakkı Korunmalı”
MHP’li Taytak konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu durum, yıllardır takip edilen bir konudur. Her iki kanun teklifinde de yapılacak değişikliklerle hem hukuki belirsizliğin giderilmesi hem de yetki devri ve kurumlar arası netliğin sağlanması açısından önemli bir adım atılacaktır. Orman vasfında kalmış ancak fiilen yerleşim yeri olarak kullanılan taşınmazların hukuki statüsünün netleştirilmesi, vatandaşın haklarının korunması açısından kritik bir düzenlemedir. Bu tekliflerin hem doğamızı koruyan hem de vatandaşımızın mağduriyetini çözen bir düzenleme olarak hayata geçmesini diliyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: