Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde dünyaya gelen Hatice Güneş’in yaşamı, zorluklarla örülü bir çocuklukla başladı. 1973 doğumlu Güneş, henüz 5 yaşındayken annesini, 7 yaşındayken ise babasını kaybetti. Öksüz kalan Hatice ve kardeşi, anneannelerinin yanında büyüdü. Okul hayatında son derece başarılıydı; ortaokulu bitirdiğinde aldığı puanlarla sağlık meslek lisesi ve askeri liseleri kazanabilecek durumdaydı. Ancak hayat ona farklı bir yol çizdi. “Yalnızsın” denilerek 14 yaşında evlendirildi ve çocuk gelin olarak eğitiminden koparıldı.
İğne Oyası Satarak Girdiği Sınav Hayatını Değiştirdi
Evliliğinin ardından 13 yıl geçti. Bu süreçte iki çocuk annesi olan Hatice Güneş, 1999’da yayımlanan bir memuriyet sınavı ilanıyla hayatını yeniden şekillendirme fırsatı buldu. Ortaokul mezunlarının da başvurabildiği sınava katılmak için el işi iğne oyaları yapıp satarak sınav ücretini karşıladı. Girdiği sınavdan 94 puan alarak Türkiye 195’incisi oldu ve Afyon Bolvadin Adalet Meslek Lisesi’ne hizmetli olarak atandı.
Bu iş ona yalnızca güvenli bir gelir değil, yıllar önce yarım kalan eğitimine geri dönme cesaretini de verdi.

Açık Lisede Başlayan Yolculuk Üniversiteye Uzandı
Hem çalışıp hem okuyan Güneş, açık liseyi 2,5 yılda bitirdi. Ardından yoğun bir çalışma disiplini ile üniversite sınavına hazırlandı. Sözel puan türünde tek yanlış yaparak Selçuk Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’ne yerleşti. Bolvadin’den Konya’ya gidip gelerek eğitimine devam etti. Bu süreçte adliyede hizmetli olarak çalışmayı da sürdürdü.
Ancak tam her şey yoluna girmişken, hayat bir kez daha ağır bir sınav sundu. Sağlık memuru olan eşi, tayin aşamasında iken beyin kanseri teşhisi aldı. Hatice Güneş aylarca hem eşinin tedavisiyle ilgilendi hem çocuklarına destek oldu. Eşi 18 aylık zorlu bir tedavi sürecinin ardından 2005 yılında vefat etti.
Kendi Kendine Dil Öğrendi, Doktora Yaptı
Hayatının her döneminde olduğu gibi bu acıdan sonra da pes etmedi. Akademisyen olmayı hedefleyen Güneş, yabancı dil engelini aşmak için kendi kendine çalışarak dil yeterliliği elde etti. Malatya İnönü Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamamladı. Ardından akademiye girmek için Türkiye’nin dört bir yanındaki bölümlere özgeçmişini gönderdi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden olumlu dönüş aldı ve doktor öğretim üyesi olarak göreve başladı. Buradaki başarılı akademik çalışmalarının ardından doçentlik unvanını elde etti. Yayınlarını tamamladıktan sonra da geçen yıl profesör kadrosuna atandı.
Bugün Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Hatice Güneş olarak görev yapıyor. Kızı çocuk hastalıkları uzmanı, oğlu ise Emniyet Müdürlüğü’nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapıyor. İki de torun sahibi.

“Kadınlar Asla Vazgeçmesin”
Yunus Emre Enstitüsü’nün görevlendirmesiyle bir dönem Hindistan’da bulunan Güneş, burada yaşadıklarından yola çıkarak kadınların zorluklar karşısındaki direncini anlatan bir roman kaleme aldı. Romanında lotus çiçeğini sembolleştirdiğini belirten Güneş, “Bataklık içinde bile tertemiz kalabilen lotus çiçeği gibi, kadınlar hangi zor koşullardan geçerse geçsin kendi yolunu açabilir. Bu kitap kadınlara umut olsun diye yazıldı” dedi.
Afyonkarahisar’ın Bolvadin ilçesinde dünyaya gelen Hatice Güneş’in yaşamı, zorluklarla örülü bir çocuklukla başladı. 1973 doğumlu Güneş, henüz 5 yaşındayken annesini, 7 yaşındayken ise babasını kaybetti. Öksüz kalan Hatice ve kardeşi, anneannelerinin yanında büyüdü. Okul hayatında son derece başarılıydı; ortaokulu bitirdiğinde aldığı puanlarla sağlık meslek lisesi ve askeri liseleri kazanabilecek durumdaydı. Ancak hayat ona farklı bir yol çizdi. “Yalnızsın” denilerek 14 yaşında evlendirildi ve çocuk gelin olarak eğitiminden koparıldı.
İğne Oyası Satarak Girdiği Sınav Hayatını Değiştirdi
Evliliğinin ardından 13 yıl geçti. Bu süreçte iki çocuk annesi olan Hatice Güneş, 1999’da yayımlanan bir memuriyet sınavı ilanıyla hayatını yeniden şekillendirme fırsatı buldu. Ortaokul mezunlarının da başvurabildiği sınava katılmak için el işi iğne oyaları yapıp satarak sınav ücretini karşıladı. Girdiği sınavdan 94 puan alarak Türkiye 195’incisi oldu ve Afyon Bolvadin Adalet Meslek Lisesi’ne hizmetli olarak atandı.
Bu iş ona yalnızca güvenli bir gelir değil, yıllar önce yarım kalan eğitimine geri dönme cesaretini de verdi.
Açık Lisede Başlayan Yolculuk Üniversiteye Uzandı
Hem çalışıp hem okuyan Güneş, açık liseyi 2,5 yılda bitirdi. Ardından yoğun bir çalışma disiplini ile üniversite sınavına hazırlandı. Sözel puan türünde tek yanlış yaparak Selçuk Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü’ne yerleşti. Bolvadin’den Konya’ya gidip gelerek eğitimine devam etti. Bu süreçte adliyede hizmetli olarak çalışmayı da sürdürdü.
Ancak tam her şey yoluna girmişken, hayat bir kez daha ağır bir sınav sundu. Sağlık memuru olan eşi, tayin aşamasında iken beyin kanseri teşhisi aldı. Hatice Güneş aylarca hem eşinin tedavisiyle ilgilendi hem çocuklarına destek oldu. Eşi 18 aylık zorlu bir tedavi sürecinin ardından 2005 yılında vefat etti.
Kendi Kendine Dil Öğrendi, Doktora Yaptı
Hayatının her döneminde olduğu gibi bu acıdan sonra da pes etmedi. Akademisyen olmayı hedefleyen Güneş, yabancı dil engelini aşmak için kendi kendine çalışarak dil yeterliliği elde etti. Malatya İnönü Üniversitesi’nde doktora eğitimini tamamladı. Ardından akademiye girmek için Türkiye’nin dört bir yanındaki bölümlere özgeçmişini gönderdi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nden olumlu dönüş aldı ve doktor öğretim üyesi olarak göreve başladı. Buradaki başarılı akademik çalışmalarının ardından doçentlik unvanını elde etti. Yayınlarını tamamladıktan sonra da geçen yıl profesör kadrosuna atandı.
Bugün Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı’nda Prof. Dr. Hatice Güneş olarak görev yapıyor. Kızı çocuk hastalıkları uzmanı, oğlu ise Emniyet Müdürlüğü’nde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapıyor. İki de torun sahibi.
“Kadınlar Asla Vazgeçmesin”
Yunus Emre Enstitüsü’nün görevlendirmesiyle bir dönem Hindistan’da bulunan Güneş, burada yaşadıklarından yola çıkarak kadınların zorluklar karşısındaki direncini anlatan bir roman kaleme aldı. Romanında lotus çiçeğini sembolleştirdiğini belirten Güneş, “Bataklık içinde bile tertemiz kalabilen lotus çiçeği gibi, kadınlar hangi zor koşullardan geçerse geçsin kendi yolunu açabilir. Bu kitap kadınlara umut olsun diye yazıldı” dedi.
Çocuk Gelinlikten Akademinin Zirvesine
Hatice Güneş’in öyküsü, Anadolu’da binbir güçlükle mücadele eden kadınlara ilham veren bir başarı hikâyesi. Çocuk yaşta evlendirilen, çalışma hayatına en alt basamakta başlayan, eşini genç yaşta kaybeden ancak her defasında yeniden ayağa kalkmayı başaran Güneş, bugün profesör unvanıyla akademide yeni nesillere ilham oluyor.
Onun hikâyesi, “imkânsız” görünenin azimle nasıl mümkün olduğunu gösteriyor.
Hatice Güneş’in öyküsü, Anadolu’da binbir güçlükle mücadele eden kadınlara ilham veren bir başarı hikâyesi. Çocuk yaşta evlendirilen, çalışma hayatına en alt basamakta başlayan, eşini genç yaşta kaybeden ancak her defasında yeniden ayağa kalkmayı başaran Güneş, bugün profesör unvanıyla akademide yeni nesillere ilham oluyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: