Sendika temsilcileri, yapılan açıklamanın sadece bir maaş zammı talebi olmadığını, kamu emekçilerinin yıllardır süren ekonomik çöküşe karşı yükselttikleri güçlü bir ses olduğunu vurguladı. Türkiye genelinde iş bırakma eylemleriyle desteklenen protestolar, iktidarın yoksulluk politikalarına ve yetkili sendikanın hükümet yanlısı tutumuna tepki olarak gerçekleştirildi.
"Toplu sözleşme bir enkaza dönüştü"
Basın açıklamasında, hükümetin toplu sözleşme görüşmelerinde ortaya koyduğu yüzde 5 ve yüzde 7’lik zam tekliflerinin, enflasyon ve artan yaşam maliyetlerinin çok gerisinde kaldığı belirtildi. TÜRK-İŞ ve BİSAM verilerine göre dört kişilik ailenin yoksulluk sınırının 86 bin lirayı aştığı, açlık sınırının ise 26 bin liraya dayandığı hatırlatılarak, kamu personelinin maaşlarının bu rakamların çok altında kaldığı ifade edildi.
Hakem Heyeti sürecinin de bir “trajediye” dönüştüğü kaydedilerek, yetkili sendikanın üyelerinin haklarını savunmak yerine hükümetin çıkarlarını koruduğu ileri sürüldü.
Eğitim Gücü-Sen’in talepleri
Eğitim Gücü-Sen, kamu çalışanlarının temel taleplerini şu şekilde sıraladı:
-
Yoksulluk sınırının altında kalan maaş tekliflerinin reddedilmesi,
-
Taban aylık, refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımlarının artırılması,
-
Tüm meslek gruplarının hak kayıplarının giderilmesi,
-
Öğretmenlerin ek ödeme ve özlük haklarının iyileştirilmesi,
-
Tazminatların emekliliğe yansıtılması,
-
Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın kaldırılarak Genel İdari Hizmetler kadrosuna geçirilmesi,
-
Aile ve çocuk yardımlarının ekonomik gerçeklere uygun şekilde güncellenmesi.
Sendika yetkilileri, “Haklarımızı alıncaya, onurumuzu koruyuncaya kadar mücadelemiz sürecek” mesajı verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: